Sayfalar

25 Eyl 2010

Tüp Şokella

Gelenek haline getirdiğim, her sene okullar açılınca hazırladığım ders çalışma programlarım vardır. Bunu ilkokuldan beri yaparım. Pazartesi,Salı,Çarşamba,Perşembe,Cuma,Cumartesi ve Pazar olmak üzere haftanın yedi güzel gününde neler yapılacağına dair bir tablo hazırlar ve odamın bi köşesine asarım.Bunu görenler çok çalıştığımı, planlı programlı biri olduğumu zannederler. Ah ne yazık ki bir gün bile uymuş değilim o programlara. Sadece kendimi, biraz da başkalarını kandırıyorum galiba. Hayır, bunu yaparken böyle bir şey amaçlamıyorum. Hevesle yazıyorum hatta. Ama işte, gel gör ki planla yaşayamıyorum, işleri son ana bırakmayı, o telaşlanma, o panik duygusunu seviyorum. Okul dışındaki zamanlarımda da her hangi bir şeyi planlamayı sevmem. Hemen o an karar veririm yapacağım şeye. Zaten planladığım zamanlarda da hiçbir şey planladığım gibi gitmez. Evet yine hazırladım bir tablo, belki bu sefer uymaya çalışırım, bilmiyorum, göreceğiz işte.

Bunu burda neden söylediğimi bilmiyorum ama ; hani tüp şokellalar vardı, hâlâ var mı bilmiyorum çünkü epey zaman oldu yemeyeli, heh işte canım ondan çekti şu an.Eh başlık da tüp şokella olsun o zaman.( tüp bebek gibi bu ne be asuhau )

21 Eyl 2010

Hı ?

-Blog'dan sıkıldım.

*Hı?

-Blog'dan sıkıldım diyorum...

*Evet..?

-Söyleyeceklerim bu kadar.

*Tamam.

-Tamam.

18 Eyl 2010

Kıskanç

Gülecek bir konu buldum. Bilmem neredeki X isimli biri şöyle diyor "The Beatles dinlemem, bana kalırsa acayip sıradan ve sıkıcı bir müzikleri var.Şimdi, kime özür dilemem gerekiyor"

HAHAHA! Sıradan olmamaya çalışıp sen sıradan oldun şimdi. O halde kendinden özür dile.

Farklı olmak için büyük kitlelerin sevdiği bir çok güzel şeye çamur atan sersemlere çok gülüyorum.
Dinlemezsen dinleme, kimin umrunda ki?

Aslında diyeceğim bi sürü şey var ama uzatmak istemiyorum.Zavallıcıklar sizi.

15 Eyl 2010

Arkası Yarın

Aklımda çok şey var ama bir türlü kelimelere dökemiyorum onları... Havadan, sudan bahsedeyim öyleyse.

Okullar açılacak pazartesi günü. Peki bu ne anlama geliyor? Pek de kısa olmayan yaz tatilinin bitmesi ve iğrenç bir dönemin başlaması anlamına geliyor. Yazı "hiçbir şey yaparak" geçirmek harika değil ama, okulun da ondan eksik kalır bir yanı yok. Hele ilk gün hiç çekilmez. Birine sarılmak üzere açılmış onlarca kol, aptal bir sırıtmanın yerleştiği saf suratlar, ordan oraya uçuşan öpücük sesleri, istemeden duymak zorunda kaldığım yaz muhabbetleri...Hayır, hayır, öyle herkesi eleştiren, kendini beğenmiş biri değilim. Bilmiyorum, yoksa öyle miyim? Her neyse, hoşuma gitmiyorlar. Ama denedim. Gerçekten denedim. Soğuk davranmamaya çalıştım, arkadaş olmaya çalıştım, bir çok kişiyle zaman geçirdim. Nereye kadar rol yapabilirim ki? Sevmediğim kişiciklere daha ne kadar samimiyet gösterebilirim? Ben çok sıkıldım. Artık ne kendimi ne de onları kandırmak istemiyorum.

Ha bir de rahat bırakmazlar. Ne zaman bi köşeye çekilsem, başımı sıraya koyup müzik dinlesem yanıma biri gelir. Gelen kişi farklıdır ama soru hep aynıdır. "Neyin var?" Yahu hiç mi yalnız kalmak,kafasını dinlemek isteyen zavallı bir insan evladı görmediniz? Asıl benim size "Neyiniz var?" diye sormam gerekir ama pek ilgilendiğim söylenemez. Geçen dönem sorunlu bir kızın saçma salak dertlerini fazlasıyla dinledim zaten. Yüz verirsen böyle yapışırlar işte. Anlatmayayım şimdi bu zırvalıkları. Tamam, bitti artık.Kimseye istediği şekilde davranmayacağım. Mesafeliyim bundan sonra.Yeter.

Öhöhöm. İşte saçmalıklarla geçecek olan koca bir dönem başlıyor. Uyuyalım, uyanalım hemen geçsin.


You're in high school again.No RECESS