Bir eksiğimiz, herhangi bi şikayetimiz olmadığında "mutlu" olduğumuzu düşünüyoruz. Oysa bence sadece "memnun" oluyoruz. Ya da hoşumuza giden bir şey olduğunda yine "mutlu" olduğumuzu düşünüyoruz ama aslında sadece "sevinç" duyuyoruz.
Fakir bir adamı ele alalım; kirasını zar zor ödediği kötü bir evde yaşayan, bakmak zorunda olduğu bir eşi ve çocukları olan, Bu adama göre mutluluk güzel bir ev, bir iş ve para sıkıntısı çekmediği bir hayat, kısacası zenginliktir. Fakat zengin olduğunda mutluluğun bu olmadığını anlayacaktır. Bu sefer başka şeyler hayal edecek yine mutluluğu, sahip olmadığı şeylere sahip olduğunda ulaşacağı bir duygu olarak görecektir. Ve bu böyle devam edecektir. Çünkü Ne kadar çok şeye sahip olursak isteklerimiz de o kadar artar. İsteklerimiz arttığında -şayet varsa- mutluluk daha da uzaklaşır.
Hasta biri için iyileşmek mutluluk gibi gözükür. Sağlık o kişideki eksikliktir. İyileştiğinde mutlu olmayacaktır sadece eksik olan şey tamamlanacaktır.
Kimisi mutluluğun Tanrı tarafından bahşedildiğine inanır. Hangi dine mensupsa onun emirlerine göre yaşayarak mutluluğa ulaşacağını sanır.
Çoğunlukla aşkla da ilişkilendirilir mutluluk. Adı üzerinde aşk, aşktır. Farklı bir duygudur. Mutluluk aşkla gelmeyeceği gibi, mutsuzluğun nedeni de aşksızlık değildir.
Öyle işte, isteklerimize,amaçlarımıza ulaşmadan önce, ulaşınca duyacağımızı sandığımız duygu diyebiliriz belki de.
Biraz daha uzatırdım ama hem sıkıldım hem de yazmaya üşeniyorum.
I need a fix cause I'm going down