Sayfalar

13 Haz 2011

Stranger Than Paradise

Kararsızım. Bir senecik için yer değiştirmeye hiç gerek yok, burada kalabilir, tiksinmeye devam edebilirim, gideceğim yerin buradan çok farklı olmadığını da düşünürsek, mantıklı bir seçim olacaktır kalmak. Bir sene bir senedir, aslında burada kendimi kaybetmiş gibiyim , kalırsam bir sene daha mola vermiş olacağım hayatıma, ama gidersem en azından üzerimdeki şu sersemliği atabilirim. Kararsızım. Hangisini seçersem seçeyim mutlu olmayacağım ya da çok mühim bir değişiklik olmayacak benim için. Ha gidersem sabahları çok erken kalkmak zorunda kalmayacağım, bi o var. Sakince bir düşüneyim ben bunu. Puff. Çarçabuk karar verebilen biri olsaydım, her şey daha kolay olmaz mıydı? Bu arada, yeni evimizi sevdim gibi.



  Eddie : You know, it's funny... you come to someplace new, an'... and everything looks just the same. 
  Willie : No kiddin', Eddie.

2 Haz 2011

Başlık

Ben hariç herkes geleceğim hakkında eşsiz fikirlere sahip görünüyor. Başka işleri güçleri yok da ileride ne olacağımın derdine düşmüşler. Sanki ortada bir sorun var ve o sorunu çözecek kahraman benmişim gibi bakıyorlar gözümün içine. Olacaklar onların hayatında büyük değişikliğe yol açacakmışcasına önemsiyorlar. Ve heyecan içinde cevabımı bekliyorlar.

-Yo. Hayır. Onlar sadece onlar. Laf olsun, şu sessiz kıza da konuşacak bir şey çıksın diye, öylesine soruyorlar o malum soruyu. Asıl önemseyen sensin fakat şu işe bak ki senin parlak fikirlerin yok. Senin, içinde tutmaktan iğrendiğin ama dışarı da atamadığın pis hayallerin var, işe yaramayan, asla gerçekleşmeyecek olan hayallerin,hayal bile denemeyecek türden hayallerin. Anlaşılan yine endişelenmeye başlamışsın. Çünkü inandığın kurallar burada işlemiyor. Burada onlara uymak zorundasın. Şimdi her birine ne duymak istiyorlarsa onu söyle. Söylediğin her şeyi yapmak zorunda değilsin. Onlar sadece onlar. Onların sözlerini önemsemediğini söyleyip önemsediğini sanıyorsun ama yanılıyorsun. Sen  hiç bir zaman dinlemedin ki. Dinler gibi gözüktün. Kelimeler uçup gittiğinde orada onları kaçıran senin cümlelerindi, hiç kimsenin bilmediği bir dilde yazılmış cümlelerin. Yakınıp duruyorsun yalnızlığından ama bana hiç samimi gelmiyor bu üzülmelerin. Gayet rahatsın kimsesiz. Yarattığın dünyanda sen ve senlerinle mutlusun bi bakıma. Orada sen EVET dediysen o evettir. Kimse karşı çıkmaz. Ama burada öyle değil biri sana onun yanlış olduğunu söylediğinde bozulursun. Sana uymalı, seninle olmalı birileri fakat sen güçsüzsün, hah! kimseye sözünü geçiremez ve onların HAYIR'ı altında ezilirsin. Birilerini seninle birlikte evet olmaları için ikna edemezsin. Bu yüzden kimsesizsin. Bu yüzden dilini kimseye öğretmiyorsun. Yazdıkların mı? Onlar herkesin bildiği dilde yazılmış üstü kapalı yalvarışların. Sana güldüğüm için kızma. Sen de gül ! Her şeyin ne kadar saçma olduğunu görmüyor musun?