Sayfalar

28 Eki 2010

Happiness is a ?!?!

Biri daha bana mutlu olup olmadığımı sordu. Hayır mutlu değilim. Çünkü mutluluk diye bir şeyin varlığına inanmıyorum -en azından yaşadığımız dünya sınırları içinde.- Varsa bile tanımı, bildiğimiz tanımından farklı bir şey olmalı.

Bir eksiğimiz, herhangi bi şikayetimiz olmadığında "mutlu" olduğumuzu düşünüyoruz. Oysa bence sadece "memnun" oluyoruz. Ya da hoşumuza giden bir şey olduğunda yine "mutlu" olduğumuzu düşünüyoruz ama aslında sadece "sevinç" duyuyoruz.

Fakir bir adamı ele alalım; kirasını zar zor ödediği kötü bir evde yaşayan, bakmak zorunda olduğu bir eşi ve çocukları olan, Bu adama göre mutluluk güzel bir ev, bir iş ve para sıkıntısı çekmediği bir hayat, kısacası zenginliktir. Fakat zengin olduğunda mutluluğun bu olmadığını anlayacaktır. Bu sefer başka şeyler hayal edecek yine mutluluğu, sahip olmadığı şeylere sahip olduğunda ulaşacağı bir duygu olarak görecektir. Ve bu böyle devam edecektir. Çünkü Ne kadar çok şeye sahip olursak isteklerimiz de o kadar artar. İsteklerimiz arttığında -şayet varsa- mutluluk daha da uzaklaşır.

Hasta biri için iyileşmek mutluluk gibi gözükür. Sağlık o kişideki eksikliktir. İyileştiğinde mutlu olmayacaktır sadece eksik olan şey tamamlanacaktır.

Kimisi mutluluğun Tanrı tarafından bahşedildiğine inanır. Hangi dine mensupsa onun emirlerine göre yaşayarak mutluluğa ulaşacağını sanır.

Çoğunlukla aşkla da ilişkilendirilir mutluluk. Adı üzerinde aşk, aşktır. Farklı bir duygudur. Mutluluk aşkla gelmeyeceği gibi, mutsuzluğun nedeni de aşksızlık değildir.

Öyle işte, isteklerimize,amaçlarımıza ulaşmadan önce, ulaşınca duyacağımızı sandığımız duygu diyebiliriz belki de.

Biraz daha uzatırdım ama hem sıkıldım hem de yazmaya üşeniyorum.





I need a fix cause I'm going down

4 yorum:

Pink Freud dedi ki...

Evet mutluluk memnuniyet halidir. Genel olarak memnuniyet zevk ve huzurun dengeli sentezine dayanır (:

mosquito dedi ki...

Sonuçta kolay ulaşılabilir bir şey değil; huzur ve zevk dengesini koruyarak memnuniyet halini yakalamak. :)

Pink Freud dedi ki...

Bana öyle geliyor ki biz mutluluğu yakalamaya çalıştıkça mutluluk bizden kaçıyor. Çünkü mutsuz olduğumuzun farkına varıp mutlu olmaya çalışıyoruz ve bu kesinlikle yapay oluyor.
Mutluluk mutsuz olduğunun farkında olmamaktır ve mutsuzluğunun farkına varan kişi de asla istikrarlı mutluluğa ulaşamıyor :)

mosquito dedi ki...

Kesinlikle. Bu yüzden -istisnai durumları saymazsak- çocukluk dönemi insanın en mutlu zamanlarıdır. Çocukken bir çok şeyin farkında olmayız. Ki mutsuzluk da bunların başında gelir. Küçük bir çikolatayla bile dünyanın en mutlu varlığı olunabiliyor çocukken. :) Bazı şeylerin farkına vardığımızda ise o bir zamanlar tattığımız ve artık olmayan şeyi; mutluluğu aramaya başlıyoruz. Dediğin gibi biz yakalamaya çalıştıkça o kaçıyor. :)