Sayfalar

17 Tem 2010

No alarms and no surprises please !

O kadar boş vaktim var ki ;ben şu an gözümün önünde duran mavi kapaklı Grammay Way adı altındaki o güzel, o şirin, o eğlenceli kitabı açıp bir kaç alıştırma yapamıyorum.O kadar boş vaktim var ki şu an gözümün önünde duran bordo kapaklı Gear Up adı altındaki o güzel, o şirin, o eğlenceli kitabı açıp bir kaç yazı okuyamıyorum.O kadar boş vaktim var ki şu an gözümün önünde duran lacivert kapaklı Amerikan Sapığı adı altında arka kağağında epeyce övülmüş olan romanı bitiremiyorum.O kadar boş vaktim var ki sağ tarafımdaki siyah gitarı elime alıp bir kaç şey tıngırdatamıyorum.O kadar boş vaktim var ki açıp bir film izleyemiyorum.O kadar boş vaktim var ki ne yapacağımı şaşırıyorum.Çok tuhaf aslında nasıl da canım istiyor bir şeylerle uğraşmayı, nasıl da hevesleniyorum işe yarar şeyler yapmayı ama içimde bir yerlerde ya da dışımda uzaklarımda bir engelleyen var sanki.Yapılacak ne kadar şey varsa o kadar halsizlik var üzerimde hep uyuyayım istiyorum uykum olmasa bile hep uyuyayım uyumasam bile gözüm kapalı olsun gözüm kapalı olmasa bile yatayım uzanayım bir yerlere.Kimse gelmesin, kimse dokunmasın, kimse tek bir kelime etmesin...

Hiç yorum yok: